3 Ekim 2014 Cuma

Normale Dönme Çalışmaları Vol.1


Uzun zamandır bunalımda olduğumu her fırsatta söylüyorum .Bu surede hiç kitap okumadım film veya dizi izlemedim. mal hayatı yaşadım resmen .artık geri dönmenin vaktı geldi :)
yeni sezonda güzel diziler başladı bende kendim için yepyeni bir sezon açıyorum ve yeni dizilere şans veriyorummm
işte ilk dizimiz A to Z :)


1.Bölümü yayınlanmış olan dizimiz benimde tam ihtiyaç duyduğum türden bir romantik komedi  dizisi.
Oyuncularından  Zelda'yı(cristin millioti) How i met your motherdan tanıyoruz zaten. 
Andrew rolunde ise karşımıza Ben Feldman çıkıyor.
Zelda  ebeveynleri yüzünden aşk hayatınını çok temkinli yaşayamayı tercih etmiş.
Kızımız avukat.
Andrew ise bir çöpçatanlık sitesinde çalışan işine bağlı ve aşka inanan bir arkadaşımız.

 Aynı komplekste çalışmalarına rağmen daha önce birbirlerini hiç fark etmemiş çiftimiz.
Taki Zelda Andrew'in çalıştığı iş yerine gelene kadar.
Sonra ne görelim bunların binaları yan yana bide masaları karşı karşıya :)
Böyle şeyler bana pek inandırıcı gelmiyor. Aynı ofis olsa tamam da sen bi kızdan hoşlanıcaksın sonra bi bakıcaksın kız karşı camda bide sen bunu o ana kadar hiç fark etmemişsin pehpehpeh.
İşte ben böyle inanılması güç durumlar yüzünden inanmıyorum aşka gerçek hayatta olmaz abi böyle bende senelerdir gidip geliyorum binlerce cam eskittim tık yok.
Neyse çenem düştü benim konudan sapmıyorum dizimin yayınlanmış olan tek bölümü yani ilk bölümünde nasıl tanıştıklarını anlatıyor.
Dizi bana Aşkın 500 Günü filmini hatırlattı. Ofis ortamı Erkeğin kıza ilk görüşte vurulması  Zeldanın saç tipi vs. buna neden olmuş olabilir.Kahkülleri Summer'in kahküllerine  benzetmiştim ki filmi tekrar izledim Zelda Summer'ın tırnağı bile olamamaz. Hem bu tatlı hem bu kadar seksi nasıl olabilir ki haksızlık.

Aşkın 500 Günüde çok şükela bir filmdir muhakkak izleyin derim :)
Dizimize dönecek olursak böyle film olmak için yazılmış ama dizi yapmaya karar vermişler gibi gelsede ilk bölümden çok sevdiğim  tatlı eğlenceli bir dizidir kendileri.
Bide böyle 25 dakkacık , çerez gibi çok sevdim ^_^

30 Eylül 2014 Salı

İLK HAFTA FOBİSİ


Üniversitenin en nefret ettiğim zamanları ilk haftalar ve tabiki sinav haftaları.
ilk hafta gerginliği diye bişey var. Helede geçen yıl suratına bakılmayan kızlar yaz girince bi hallere girip victoria secret mankenleri gibi dönünce kafayı yememek elde değil.
öyle de güzel bronzlaşıp zayıflarlar ki bacaklarını cart diye ayırıp derilerini soyası gelir insanın. 
Allahtan öyle bi derdim yoktu bu yıl yeni bi okulda herkesin kim bu kim bu dediği o kızdım.Cidden güzel bi duygu böyle utanmış gibi yapıp sinsi sinsi eğleniyorum.Gizemli kızım yani:):)
Bi süre bunun tadını çıkartıcam tabi çenemi tutabilirsem.Biri bana bişey sorunca anamın kızlık soyadına kadar veriyorum tabi gizem mizem hak getire...
Yeni olmanın en kötü tarafı ise ders kitaplarını almak.Ordan oraya sürünüp kitap ararsın deli gibi.Bide ben kimseyi tanımadığımdan 2 kat koşturmaca beni bekliyo.Kimseyede diyemem nerden alıyosunuz diye anlıcağınız toplu taşımada rekora koşucağım bi haftaya başladım :):)
Bu arada ingilizce olarak zorunlu aldığım bi ders var derste türkçe konuşmak yasak.
ha aklınızda soru işareti olmasın bende ingilizce I go, you go , we go kıvamında.
her zamanki gibi derse geç kaldım ''allam nolur soru sormasın nolur'' diye yalvara yalvara girdim sınıfa sağolsun hocada zorlamadı beni, sabah sabah afyonu patlamamış belli.
Ders bir buçuk saat zaman geçmiyo anlatıyo anlatıyo anlamıyorum en sonunda söyledim tiçir ay dont andırstend yani.
Dedim ohh türkçe anlatıcak ama paşam naptı ingilizce anlamdığım yeri başka bi şekilde ingilizce anlattı bide el kol falan yapıyo.Hayır ya beden diliyle iletişim böyle bişey olmamalı hocanın genler kesinlikte bi taksiciye aitmiş ama bi karışıklık olmuş belli ben bunu başka şekilde izah edemem.
Kendimi türkiyeye gelen yabancı turıst gibi hissettim. 
Ben gitmek çultanahmettt :):)
Sadede gel derseniz bu taksimetre fena yazıyo hadi hayırlısı :):)

29 Eylül 2014 Pazartesi

SİLVİ DEFTERİNE SON BAKIŞ

Bi önceki yazımda yazıcaktım bunları aslında ama silviye yeterince haksızlık yaptım bari burda ona tam bi sayfa ayrıyım dedim.
O çok zor 6 aydı yanımda bir tek silvi vardı hemde hiç birşey bilmeden. Hergün benimle ilgilendi romantik süprizler yaptı falan.
Ben naptım her güzel şeyin içine ettiğim gibi bunuda mahvettim.Adamın niyeti evlilik , işi var gücü var, senide seviyo bide yetmezmiş gibi romantik hayır gülüm sen ne istiyosun Allahtan belanı mı istiyosun anlamdım ki tak parmağına yüzüğü gül gibi yaşa. 
Ama ben naptım evlilik teklifi eden adama ben seninle gelecek düşünmüyorum benim için daha erken dedim neden malım çünkü ben.
beni seveni bırakıp sevmeyenin götünde dolanmak için.
Aşk denilen o saçmalık için.
Ama basmıyo bende kafa, aşk gökten profiterol yağması kadar imkansiz bi durumken hala nasıl isteyebiliyorum bilmiyorum.
Neyse ben buna olmaz dedim ama içimden de bu beni bırakamaz diyorum hani,  bi daha görüşmeyelim seni hayatımdan çıkartıyorum falan desem bileklerine dikine vurur jileti o modda takılıyo adam. Eeee ister istemez bizim egoda tavan .
Ama beyimiz ne dedi ''HAKLISIN ASLINDA BEN FAZLA KAPTIRDIM KENDİMİ BİR DAHA RAHATSIZ ETMEM İYİ GECELER.'' Ben şokk.
mesajı okuyorum okuyorum algılayamıyorum böyle bi mecaz bi bişey arıyorum ama yok adam gayet net yol vermiş bana.
O gece uyumadım sabaha kadar '' hakettin gülüm sen bunu herkese mavi boncuk dağıt  dağıt sonra zora gelince vinnn adama böyle yol verirler işte '' diye kendime kızdım. 
Silvide gurulu çocukmuş gözüme girdi :)
dolanmasın oyle kızın götünde tamam kız ben olabilirm ama yinede gururlu olsun yoksa bu kadın milleti adamı kölesi yapar. 
Ertesi sabah benim gözler kan çanağı okulada gitmedim öyle oturuyorum yatakta telefonum çaldı baktım silviii :))
Ha şöyle yola gel be güzelim :))
Açmadım bi süre sonra uykudan yeni kalkmış gibi açtım.
-Alo silvi efendim ne vardı sabah sabah ?
-Kusura bakma uyandırdım galiba ben okul için uyandığını düşünmüştüm.
-Önemi değil ya uyuya kalmışım noldu?
-Konuşmak isteğim şeyler var sabaha kdar düşündüm bugun görüşebilir miyiz?
-Hmm tamam olur ben musait olunca dönerim sana .
-Tamam haber bekliyorum.
Ohh sabah sabah keyfim yerine geldi valla :):)
giyindim süslendim mesaj attım  10 dk dersten çıkıyorum nerde buluşuyoruz diye sürekli gittiğimiz bi yer var oraya gittik oturduk direk konuya girdi.        
 dün çok düşündüm haklısın ben aceleci davrandım benim içinde çok hızlı oldu istersen en baştan alalım arkadaş olalım vs.
Bende tamam dedim o gün bugundur arkadaş gibiyiz.Zaten farklı şehirler falan yavaş yavaş kopucaz galiba neyse kalp kırmamış oldum oda iyi oldu diyip bu deftere burda bi ayraç koyup rafa kaldırıyorum :)
ee nolur nolmaz bi ayraç dursun içinde ;))

Bİ GARİP KIZÇE

Uzun zaman oldu yazmayalı ne yazsam ne desem bilmiyorum nerden başlasam ?
hayatım son 6 ayda çok değişti hayatıma birsürü insan girdi çıktı olaylar oldu ve ben herşeyin ortasında çaresizce kaldım. 
okuldan yaz tatili için eve döndüğümde 10  kiloya yakın vermiştim annem çok pimpirikli bi kadındır. karnım ağrıyo desem direk doktorlar testler.
hiç birşey yiyemiyodum yediğimi çıkartıyodum , su içerken bile midem bulanıyodu  annem
bulumia olduğumu düşünmüş bi ara :) Doktorlar testler tamamen psikolojik çıktı durum ufak bi tırlatma vakası.
herneyse ordaki okulumu bıraktım istanbula geçiş yaptım şimdi ailemin yanındayım. Garip bi duygu benim için.
 Senelerdir yurt özel ev derken dolanıyodum öyle eve gelip hasret gidermeceli günlerim olurdu.Hiçbir sorunu duymam görmem yaşamazdım şimdi evden biriyim herşeyin tam içindeyim.ben 5 valizle dönünce annem kafayı yedi  1 haftadır valizler ortada nereye yerleşicem nolcak hep muamma.
Benimde çok ugraşıcak halim yok zaten eve çıkasım var bizimkilerden habersiz evlere yurtlara bakıyorum .
Yeni okulada başladım ama herşeyden herkesten öyle uzağım ki  hayatım rayına girmesi gereken yerde boka sarıyo gibi.,
hayat beni ordan oraya savuruyo ve benim hiç gücüm yok. Sıradanlaştığımı hissediyorum eskiden hep bi farklılığım olurdu kendime ait özel zamanlarım tek başıma deli gibi eğlendiğim günlerim.
şimdi ınstagrama her bokunu atan atarlı giderli tweetler yazan ergenden bozma yeni nesil bişeyler oldum.
Ya cidden yanlızım yada yanlızmaştan korkuyorum anlıcağınız gençler ben fena halde KAYBOLUYORUM.

31 Mayıs 2014 Cumartesi

HOPELESS


UMUTSUZ nefesinizi kesecek, merakınızı uyandıracak, ilk aşkınızı hatırlatacak bir roman yazıyor kitabın arka kapagında gerçektende öyle
kitap benim için bi yol kitabıydı.Uçakta okuyup zaman geçirmek için çantama atmıştım ilk başlarında sıkılsamda sonradan beni kendine bağladı.

Sky evlat edinilmiş liseye kadar evde eğitim görmüş ama özgüveni yerinde bir genç kız.Holder ise sorunları oldugu için okuldan uzaklaştırılan sırları olan yakışıklı karizmatik çekici kaslı genç kızların sevgilisi bi tip.
ikilimiz tanışır tanışmaz aralarında bi çekim oluyo ve ilişkileri başlıyor. dediğim gibi ilk başları sıkıcı biraz kız kacar oglan kovalar oglan kacar kız kovalar tatlı tatlı atısırlar falan tam lise hayatı o yuzden ucaktan indikten sonra kıtaba 1 hafta ara verdim.
Sonra ben başladığım işi yarım bırakmam dedim aldım kitabımı kahvemi kampüste kitabı bitirdim.


kitap hakkında deli gibi detay vermek isterken bi yandanda okumanızı istiyorum.
Çünkü detay vermeye başlarsam duramam sadece çoçukluğuma gittim sky kadar canımın yandığını hissettim acı çektim bi kitabı hiç bu kadar içselleştirmemiştim ama bu çok başkaydı.
kitap bittiğnde zırıl zırıl aglıyodum kampsun ortasında. Kolay kolay aglamam o yuzden arkadaşlarım çok şaşırdı ağlama nedenimin kitap olduğu duyunca daha çok şaşırdılar. Hani vardır ya bazıları duygusal bi film izlersin gözlerin dolar ama yanındaki arkadaşın seninle dalga geçer buna mı ağladın hahaha diye işte ben dalga geçendim herzaman o yüzden inandıramadım kimseyi :)
sonuç olarak kitap öyle mıc mıc liseli ergen aşkı değil farklı bi dünyaya açılan güzel bi kitap okumanızı şiddetle tavsiye ederim şimdiden iyi okumalar :)

BE SİLVİMİ NE ZAMAN BULUCAM ??


merhabalar uzun zaman oldu yazmayalı o kadar yazacak sey var  ama zamanım yok aslında zamanımda var ama benım kafam yerinde değil .
kusura bakmayın sizi ihmal ettim 
arkadaşlarım bana tweety derler ilk başta ay çok tatlıyım ya ondan diyolar diye düşündüm ama sagolsunlar fazla düşünmeme fırsat vermediler  bacaklarım cok zayıf ayaklarım buyuk kafamda kocamanmış yanı beni övmek için değil yermek için bana tweety diyen arkadaşlarım var. madem ben tweetyim bi sylvesterıda hak ediyorum dimi :) 
bu sıralar bı sylvester buldum sanırım ya emın degılım ama olmasını ıstıyo gıbıyım okulda uzun zamandır beğendıgım bi cocuk var kıvırcık saclı gozlüklü çok tatlı bışey  adamımız son sınıfta ve bu sene mezun oluyo 
bu yılki mezunlar arasında cok samımı arkadaşlarım var o yuzden kep atma törenıne gittim bu arada cok ıstedıgm profesyonel makınamıda almıs bulunuyorum. orada  fotograf cekerken  bıranda fakültedeki herkesin fotografını cekmeyen basladım sılvıde buna dahıl :)
gun bıttıgınde yanıma geldı ve fotografları nasıl alıcagını sordu bende numaramı verdım benı aradıgnda alabılecegını soyledım.
ertesi gun bulustuk ben artıstım ya hemen fotolorı verıp kaçıcam tam kafede otururken bı anda yağmur yagmaya basladı ama del gıbı fırtına falan cıktı oturmak zorunda kaldık 2 saat falan oturduk muhabbet ettık cok tatlı bı cocuk tam bı iyilik abidesi tema vakfında gorevl, organlarını bağışlamış orda gönüllü burda istekli cok tatlı bısey anlayacağınız.
neyse meger bunun bana bır donemdı ilgisi varmış bu basladı dökülmeye ama hiç bozmuyorum hadi ya ben seni hiç fark etmedim modundayım oyle anlattı dinledim bende 
aksam mesaj attı bıraz konustuk yemege davet ettı benı bende kabul ettım 
yemek günü ben böyle paspal paspal özenmeden dersten sonra yemeğe gittım aksam yemeğımı yicem eve gidip yatıcam kafamda o var anam bi gittim adam bir süslemıs bır püslenmıs yenı kıyafetler falan almış belli utandım azıcık hayır kıtaplarımı eve bıraksaydım iyiydi o ayıp oldu biraz 
bide utanmadan dalga gectim çocukla ne süslenmişin ha diye edepli çocukmuş karsılık vermedi bende uzatmadım fazla..
yemeklerı soyledık falan bu basladı konusmaya ben mezun oluyorum burdan gidicem ozel bı sırketten ış teklifi aldım orda calışmayı dusunuyorum falan dıyo bende he ıyı ıyı dıye dınlıyorum bu bi anda ama burda kalmam için bi sebep olursa üniversitedede kalırım yüksek lisansa başlarım demesin mi ilk ben anlamadım ne sebebi ya falan diyorum senin gibi bi sebep, ben bu şehre gelmem sana gelirim seni yaşamak istiyorum demesin mi lokma boğazıma takıldı nasıl öksürüyorum ölüyodum .
şok oldum ama karsımdaki de bi cevap bekliyo hayır oda tanımıyo etmiyo utanmasa evlenelim dicek.
klasik muhabbete girdim sen şöylesin böylesin ama ben hazır değilim cart curt ilk bozuldu sonra lafı değistirdi ben cıkolata severim demiştim canımcım bana koca bi kutu çikolata almış onu verdi ben tekrar şok ama alamam falan demedım cektım aldım elınden bastım bagrıma cikolatalarımı 
zaman ilerledi yemek tatlı kahve falan eve gtime vakti geldi ama aramızda bi belirsizlik var en son dayanamdım 'biz arkadas değiliz belli ama sevgilide değiliz bı sure deneyelım duruma bakarız'' diye buda bana reenkarnasyon olsa sen oduncu yada kabzımal olurmuşun be gülüm der gibi baktı ama diliyle peki dedi 
şimdi görüşüyoruz arada ama bilmiyorum napsam 
sabahları onun yüzünden uyanırım diye belli bi saate kadar mesaj atmıyo sesimi duymadan yapamıyo sureklı cıcekler falan ama ben hep donuk bi haldeyim tek söylediğim sağol.Çoçukta bıkıcak yakında bi süre çekti nazımı sonra oda bişeyler isticek biliyorum ama kafam karışık işte.
daha ne ıstıyosun diye sordugunuzu duyar gibiyim ama AŞK istiyorum ben 
Aşkada ınamıyorum ama boyle de olmamalı bilmiyorum..

7 Nisan 2014 Pazartesi

KUAFÖR MÜ AMAN AMAN!!!!

Ben bir kuaför kurbanıyım. Kırıklarımı aldırmaya gittim evet sakin olun yaptım bunu neden yaptım bilmiyorum ama yaptım sağolsun sevgili kuaforüm kafamda kalandan daha uzun bi kısmı kesti ortada kırık falan kalmadı, tabi saçta kalmadı.
bire vicdansız hiç mi titremedi o makas, fön makinası bile çalışmak istemedi kafamı görünce yapmayın durun der gibi sesler cıkarttı tabi anlayana.. boşuna dememiş atalarımız anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
bu karıya orkestra getir anlamaz canım anlamaz.
 Kafamı görünce şok geçirdim gözlerim doldu bide demesin mi benim elim uğurludur canım hemen uzar saçın diye yolarım lan seni o güzel sarı saçlarını eline veririm!!!!! bir iki bagırdım baktım sac geri gelmiyo cıktım gittim .
eve gel salya sümük bir halde mucize bir gecede saç uzatan formulu ararken kardeşim gelip eneee naptın la kendine tavuk götü gibi olmuş kafan ben sana kestirme demiştim zaten diye başladı tepemde o sinirle bi kür buldum kullananlar cok memnun en iyisi bende deniyim bundan daha kötü ne olabilir dedim ve malzemelerini aldım kürün adı sinameki kürü duymuşsunuzdur belki çok meşhurmuş.
ilk gün kattım karıştırtım  sıvadım ne varsa kafam. Kürün en kötü tarafı ise 5 ssat duracak kafada ben 5 saat nasıl dayanıyım kurt var bende duramam 2 saat yeter dedim sürdüm.babam bu ne kafandaki iğrenç gözüküyosun diyerek beni motive etti bende bilmiş bilmiş bu sinameki kürü canım saçıma bakıyorum sizin gibi değilim deyip hava attığımı zannederken babamla annem gülmeye başladı noluyo yeaaaa neye gülüyonuz siz diye atladım hemen babam bu ot bagırsaklara yardımcı bi ot  bağırsak söktürücü gibi bişey aynı şey kafana olmasın saçların dökülürse görürsün dedi tırstım ama belli etmedim ne dökcek be herkes yapıyo bunu mucize bişeymiş bu rapunzel gibi olucam görüceksiniz diye odama gittim ama nasıl korkuyorum geçtim ayna karsısında döküldü mü aha döküldü ortası açılıyo diye iki saati zar zor geçirdim.Yıkadıktan sonra baktım normale göre daha az dökülmüş saçım ama kökünden geldi hep kırılmadı yani o beni biraz endişelendirdi neyse detoks bu ölü saçı atıyor diye teselli verdim kendime
babam sagolsun bilinçaltıma nasıl girdiyse gece rüyamda bütün saçlarım dökülüyo kel kalıyorum Allam yarebbim o nasıl bir kabus nasıl bir felaket uyanamıyorumda rüya içinde debelendim durdum. sabah kalkar kalkmaz saçlarımı kontrol ettim cok şükür yerindeler. küre gelince bu kadar maceranın üzerine belki sizde denemek istersiniz şöyle yapılıyor.
SİNAMEKİ KÜRÜ 

Bir çay bardağı su ile bir tatlı kaşığı sinameki 1 dk kaynatıp süzülüyor. ılık hale gelince içine 1 tatlı kaşığı tatlı badem yagı ve 1 ampul bemiks koyulup saça uygulanıyor. spreyli bir şişe kullanırsanız daha rahat edersiniz cok akışkan bir maske çünkü. önemli noktası ise her seferinde sinamekiyi yeniden demlemeniz. denemek isteyenlere şimdiden kolay gelsin umarım sağlıklı upuzun güzelllll saçlarınız olur :):):)



31 Mart 2014 Pazartesi

KEK AŞKI


bu sabah erkeden uyandım güzel bir duş alıp aileme mukemmel bir kahvaltı hazırladım demek isterdim ama 11 de annem ve babamın beni yataktan kazımaya çalıştıklarında mecburen uyandım.
  


evet uykuya karşı bir zafım var.Lise hayatım boyunca beni hep zorda bırakan neredeyse sınıfta kalmama neden olacak kadar cok seviyorum durum üniversitede fazla farklı değil aynı şekilde devam eden bir birlikteliğimiz var tutkulu bir aşk bizimkisi bırakamıyorum napıyım ?
Neyse en azından annem iyi bir kadın o bize güzel bir kahvaltı hazırlamış ama sorun şu ki uykudan kalkınca birşeyler yemek istemiyorum annemde bunu anlamıyor kendimi masada ağzıma birşeyler tıkıştırılırken buldum  annemin dikkatinin dağıldığı bir anda masadan kaçtım ve cok sevdiğim bir dostumla buluşmak için hazırlanmaya başladım o arada canım çikolatalı bol kremalı bir kek istedi.
Hazırlandım ve mutfağa geçtim kek için kremayı hazırladım derken geç kaldığımı fark edip apar topar evden çıktım.

 Bu arada mutfak konusunda biraz yeteneksizim ama azimliyim sürekli yeni şeyler deneyip hep hüsranla karşılaşıyorum olsun bir gün güzel şeyler yapıcam inanıyorum :) .
eve biraz geç gelsemde canım hala kek isityor o yuzden 3 yumurtayı kırdım önce karıştırdım ince diye sanki yılların pastacısı gibi girdim mutfağa Nil'in şarkıları eşliğinde salına salına dans ede ede bir kek yaptım güzelde oldu bence :):)


evdekilerde benimle aynı fikirdeler kardeşim ilk başta inanamadı bunu sen yapmş olamazsın nerden aldın falan dedi gururum okşandı :):) bi ara sen bundan günde  50 tane yap ben bunu okulda satarım bizim okuldakiler cok saf 3-4 liradan kitlerim ihya oluruz diyodu o an annemle göz göze geldik ikimizinde aynı şeyi düşündüğüne eminim ''bu çocuk hastanede karışmış olabilir mi ? ''

30 Mart 2014 Pazar

KIZ KARDEŞİMİN HİKAYESİ

Bu haftayı drama haftası ilan ediyorummmmmm......
Black'den sonra sıra KIZ KARDEŞİMİN HİKAYESİ'nde...
filmi daha önceden biliyorum  ama dram olduğu için izlemekten hep kaçmıştım.Bu sıralar çok duygusalım nedeni çok ufak çaplı bir depresyon geçiriyorum.Herşeye içleniyorum atarlanıyorum sanki ergenliğe geri döndüm .
Boş boş ağlamıyım en azından bir anlamı olsun dedim ve arşivimden bu filmi çıkarttım. Başrollerini Cameron Diaz ve Abigail Breslin paylaşıyor.Aslında Cameron Diazı pek sevmem ama bu filmle tekrardan kaibmi kazandı .
Kız Kardeşimin Hikayesi, kanser bir genç kızı anlatıyor küçük kardeşin gözünden.. 
Anna adındaki 11 yaşındaki kız, ablasının hastalığı ortaya çıktında bilinçli bir şekilde ona doner olabilmesi için dünyaya getirilmiş planlı bir  tüp bebek. ablası için sık sık hastaneye yatıp kan, ilik vs vermiş ve acı çekmiş.Kısacası ablası için kullanılmış, sürekli ikinci planda kalmış, hiçbir zaman ne istediği sorulmamış oda bunu sorgulamamış ameliyatlar geçirmiş, acılar çekmiş  taki  ailesi ondan kızkardeşi için böbreklerinden birisini vermesini isteyene kadar.Daha fazla acı çekmemek  tıbben özgür olmak yani beden hakları için ailesine dava açar.

İlk başta içinizden kızmak geldi değil mi ? hiç ablasını düşünmüyor şuna bak ya o kızcağıza yazık değilmi diye sinirlendiniz belki peki siz böyle bir amaç için dünyaya gelmiş olsaydınız kardeşinizin hayatını uzatmak için sizden size sormadan birşeyler alsalar canınızı yaksalar ? Çok zor bir karar.

Film lösemi doğan bir genç kızın hayatını aşama aşama çok güzel anlatmış.Aşkları,umutları, acıları,heycanları herşeyi.
 Belirtmeden geçemicem Cameron Diaz rolünün hakkını vermiş hasta çoçuğu için herşeyi yapabilecek bir anneyi en güzel şekilde oynamış. 
 
Bir yanım filmin her detayını anlatmak istiyor ama bunu yapmıcam izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum sadece sonu sizi şaşırtacak en azından ben şaşırmıştım şimdiden iyi seyirler :):)

29 Mart 2014 Cumartesi

BLACK



Vizeler finaller yaklaştı mı beynim garip sinyaller yolluyo, hormonlarım çılgınlaşıyo aklımda fikrimde gezmek tozmak, yemek içmek, okumak, izlemek...
Ders olmasında ne olursa yaparım kafasını yaşıyorum.Bazen iyice kayışı kopartıyorum mesela bu sabah kendimi fotoğraf makinesı lensi nasıl temizlenir araştırırken buldum hayır araştır eyvallah da adama sormazlar mı güzelim senin makinen mı var diye ?  heh işte bende kendime bu soruyu sordum sonra kendi kendimi sarstım ve kendime '' anladık ders çalışmayacaksın da anladığın bi alanı bari araştır  yada otur bi film izle kitap oku diye kendime ayar verdim sonrada uzun zamandır aklımda olan bir filmi izlemeye karar verdim filmimiz ''BLACK''

 Aynı film geçtiğimiz yıl Türkiye de senaryosu uyarlanarak ''benim dünyam'' ismiyle vizyona girdi.
Ben size filmin orjinalinden bahsedeceğim.
Filmimiz bir Bollywood yapımı.
Baş rollerini  Rani Mukherje ve Amitabh Bachchan oymadığı kör ve sağır bir kızın bir öğretmen sayesinde hayata nasıl tutunduğunu anlatıyor.
Film tek kelimeyle mükemmelllllll.
Film yıllar sonra kızımızın  öğretmenini evinin önünde bulup onun Alzehimer hastası olduğunun anlaşılmasıyla başlıyor ve geçmişten bu güne kadar yaşadıklarını anlatıyor.



Kızımızın adı Michelle bu yavrmuz  kör ve sağır ailesi ise kızları büyüdükçe tahammülsüzleşmiş ve onu akıl hastanesine kapatmaya karar verebilecek kadar yorulmuş, acımasızlaşmışlar. Aslında annesi istemiyo ana yüreği sonuçta dayanamıyo ama babası gerçek bir zalım neyse ki son anda insafa geliyolarda bu kıza bi öğretmen tutalım belki iyi olur diye akıl ediyolar ve sahne artık öğretmenimizde. Filmin esas adamı öğretmenimiz Debraj Sahai
 Oyunculuk falan bilmem öyle işleri ama karakter tam bir baba eğer ortada bir başarı bu kesinlikle öğretmenimiz başarısı.



Bay Sahai'ninde kız kardeşi aynı şekilde doğmuş ve annesi onu akıl hastanesine kapatmak zorunda kalmış ve ablası orda ölmüş oda kendini böyle insanlara adamış biri.
İlk başta eğitim tarzını beğenmedikleri için debrajı istemeselerde sonradan michelleye iyi geldiğini anlayıp kalmasına izin veriyolar ve bir mucize gerçekleşiyor.


 film izlerken ağladığım çok nadir olur hatta ağlayan arkadaşlarımla dalga geçerim ''heehehe bunamı ağlıyonuz yaaa'' diye pislik yapanlardanım ama bu sefer öyle olmadı salya sümük hüngür hüngür ağladım mahvoldum hele michellenin küçüklüğünü oynayan kız sen neydın be öyle..

bu film bana ne kadar şanslı oldumu birkez daha hatırlattı bazen öyle kaptırıyoruz ki kendimizi o kadar güzelliğin içinde hiç birşeyden mutlu olamıyoruz, tat alamıyoruz, şükretmiyoruz.
Filmi analatan en güzel cümle ise Micellenin ilk başta söylediği şu cümle;
“Benim dünyamda, sesler sessizliğe dönüşür aydınlık da karanlığa…Benim dünyam bu.Ne görülür ne de duyulur.Benim dünyamın tek bir ismi var: SİYAH.”



19 Mart 2014 Çarşamba

ONCE UPON A TİME


Bu diziyi ilk gördüğümde anaaa pammık prensesi dizi yapmışlar masaldan dizi mi olur hehehe tutmaz bu demiştim.Tabi pamuk prensesin en sevmediğim masal kahramanı olmasınında etkisi büyük.Sen 7 tane adamla aynı evde yediğin önünde yemediğin ardında yaşa sonra yağlı ballı prensi kap götür.O elmalar müstahak sana keşke 2 kat zehir basaydı cadı..


sevmediğin ot burnunun dibinde biter hesabı kuzenimde kaldığım bir gece mecburen bir bölümünü izledim ve dizinin sadece pamuk prensesten ibaret olmadığını bütünnnnnn masal dünyasını kapsadığını görünce ilgimi çekti.
1. bölümü bi izliyim bari dedim.1,2,3,4 derken bildiğin diziyi takip etmeye başlamışım.


dizimizin konusu şöyle ; Beyaz Atlı Prens (Josh Dallas)( prenste prens yani), Pamuk Prenses’i (Ginnifer Goodwin) öperek uyandırır ve tüm masal kahramanlarının katıldığı büyük bir düğünle evlenirler ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar lalalallallala diye beklerken Kötü Kalpli Kraliçe (Lana Parrilla), düğünü basar ve tüm kahramanları lanetleyeceğini ve onların mutlu sonlarını alacağını söyler.

eee masal bu illa bir kurtacı olacak, kurtarıcıda Prens ve Prensesin doğacak kızı Emma (Jennifer Morrison) olmasın mı ?
Olsun olsun ama öyle hemen doğar doğmaz değil kurtarıcılığında belli şartları var canım ancak  28 yaşına bastığında laneti kaldırabilecek.Kraliçe laneti hazırlayadursun Emma doğuverir.kraliçe onun peşine mi düşsün lanetimi hazırlasın derken büyülü orman halkı tek kurtuluşları olan Emmayı kaşla göz arası perinin koruyucu büyüsü ile dünyaya gönderi verirler.Kraliçe, dediğini yapar ve Büyülü Orman içindeki tüm kahramanları lanetler. Böylece tüm kahramanlar dünyada Storybrooke adında bir kasabada, mutlu sonları Kötü Kalpli Kraliçe tarafından çalınmış, zamanları durmuş bir şekilde kapana kısılır. Artık tüm mutlu sonlar kraliçe’nindir. Hiç biri bir zamanlar Büyü Orman’da yaşadığını hatırlamaz ve kendilerinin masal kahramanı olduklarını bilmezler.



Emma ise dünyada kimsesiz, yalnız başına büyür ve genç bir kadın olur. 28. yaş gününde evinin kapısı çalınır. Gelen kişi elinde kocaman bir masal kitabı olan, 10 yıl önce evlatlık verdiği oğlu Henry’dir. henry ise Stroybrooke’ta Belediye Başkanı Regina’nın  yani kötü kalpli kraliçenin üvey oğludur  ve tüm bu gerçekleri bilen, farkında olan tek kişidir. Henry Emma’yı, Regina’nın Kötü Kalpli Kraliçe, kendisininse Pamuk Prensesin kızı olduğunu söyler ve asıl hikayemiz burada başlar.



       macera dolu bir dizi anlayacağınız kırmızı başlıklı kızdan pinokyoya, külkedisinden hansel ile gretele  kadar aklınıza gelen gelmeyen bütün masal kahramanlarının hikayesi  mükemmel ve zeka dolu bir senaryo ile bir araya getirilmiş çocukken dinlediğimiz okuduğumuz o büyülü dünyayı tekrar hatırlamak isterseniz işte o dizi bu dizi şekerler :):):)